Eşitlik, tanrı ve ateizm üzerine

Tanrı ile ateizm tamam da eşitlik nasıl bağlayacaksın onu pek çözemedik,bağlayacağım bir şekilde. Sizden bu yazımı büyük bir içtenlikle okumanızı istiyorum, söyleyeceğim şeyler sizi kızdırmasın. Objektif okumaya çalışın çünkü ben öyle yazdım.  Öncelikle bu kavramların wikipedia tanımlarıyla başlayalım sonradan bunları hatırlatacağım çünkü size. Eşitliğin tanımını yapmaya gerek duymuyorum, burada insanların eşitliğinden bahsedeceğiz.

Tanrıya gelince, tanrı ya da ilâh, özellikle tek tanrıcılar tarafından evrenin tek yaratıcı ve yöneticisi olduğuna inanılan varlık. Demiş bize wikipedia. Ateizm’de, Ateizm ya da tanrıtanımazlık, tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları reddeden ve var olan gerçekliği akıl yoluyla açıklamayı kabul eden bir felsefi düşünce akımı. Diye açıklanmış.

Şimdi, tanrı var mı yok mu, bunun hakkında bir sürü fikirler, yazılar, makaleler mevcut biliyorum ama bir de benden dinleyin varsa neden var yoksa da neden yok bunu size açıklamak, kendi mantığımca yorumlamak istiyorum.

Öncelikle tanrının var olduğunu kabul edelim.

Tanrı kesinlikle var, her ne kadar bize kendini göstermese de gerek yarattıklarıyla gerekse de dinler aracılığıyla gönderdikleri ile bize nasıl yaşamamız gerektiğini söylüyor. Kocaman bir evren yaratıyor, ki bu evren hala da genişlemekte. yani sonsuz büyüklükte denebilir.  İçinde bizim bildiğimiz binlerce galaksi, yüzbinlerce güneş sistemi ve milyonlarca da gezegen barındırıyor. Sadece gezegen değil tabikide, yıldızlar, cüce gezegenler vs. Sizce bu kocaman, sınırları olmayan evrende tek başıma yaşamamız mümkün mü? İnsanoğlunun milyarlarca yıldır gidemediği uzaklıklarda bizden başka yaşayan belki de bizden daha gelişmiş canlıların olması size çık mu sıradışı geliyor? Tanrının bu koca evreni sadece bizim için yarattığını pek zannetmiyorum. Dünya dışında da varlıkların olduğunu söyleyebiliriz ki aslında bu dünyadaki bazı devletler tarafından da biliniyor.(Başka bir yazıya artık oda). Çok çok uzak bir galakside başka canlılar yaşadığını da şöylemiş olduk yani. Ee sonuçta onlarında bir dini olmalı ama bu dinin bizdeki gibi hristiyanlık, islam ya da musevilik gibi olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta farklı koşullar, farklı tipte canlılar bu yüzden de farklı kurallar. Ee herkesin gideceği ortak cennet ve cehennemden de kutsal sayılan kitaplarda söylendiğine göre bize vaat edilen şeyler onlara da mı verilecek? Azıcık düşünün, şarap akan nehirler farklı bir canlı için ne ima eder ki? Ya da daha dar düşünelim, bizim dünyamızda ilk yaşamış insanlar öldüklerinde istedikleri şeyin şarap ya da huriler olduklarını pek zannetmiyorum.

Alttaki video evrenin ne kadar büyük olduğu konusunda ufak bir fikir verebilir size.

Huriler demişken şundan da bahsetmeden olmaz sanırım. Tanrının kadın anlayışından. Yüzyıllardır kadın ve erkek eşit değildir. Her ne kadar yasalarla eşitmiş gibi gözükse de aslında yoktur böyle bir şey. Her zaman erkek daha baskın olmuştur, devletlerde bu durumun önünü hiç bir şekilde kapatmamıştır. Yaklaşık 1300 yıl önceye gidelim, yani islamın ortaya çıktığı zamanlara. İslamdan önce kadınların ya köle olduğu ya da zorla seks işçisi konumunda olduğunu ancak soylu olanların ya da kocası iyi kalpli olanlar bu konumda değildi. kocası iyi kalpli değildi dediysem yanlış anlaşılmasın, tabikide kocası için tek değil kadınımız, ondan belki 5 tane var, sadece dövülmüyor ya da başkaları tarafından tecavüze uğramıyor. İyi davranılıyor sadece. Neye islam ile birlikte kölelik büyük oranda kalkmıştır. Ama kadınların erkekle eşit olması? Tabi ki de hayır, 4 taneye kadar kadın alınabilir, savaşta esir alınan kadınlara tecavüz edilebilir ya da ergenlik dönemine girmiş kız çocuklarıyla ilişkiye girilebilir. Tamamen objektif olun, paylaşacağım şey için kızmayın bana. Bende wikipedia ve başka sitelerden alıyorum bilgileri, kendim yazmıyorum yani. Hz. Muhammed, Hz. Ayşe ile evlendiğinde ve beraber olduklarında Hz.Ayşe 9 yaşındaydı. Yani daha kendi kararlarını verebilecek,mantıklı düşünecek yaşta değildi. Muhammed bunu bilmiyor muydu? Tabi ki de biliyordu. Ama… Amasını açıklamaya gerek yok sanırım. Demek istediğim o ki, tanrı daha kendi yarattığı cinsiyetler arasında eşitliği sağlayabilmiş değilken bana kimse tanrının eşitlikçi olduğundan bahsetmesin. Erkek 4 kadın alabilir ve istediğini 3 defa boşol demek suretiyle karılığından çıkartabilir, ama kadın bunu asla yapamaz, mirasta daha az söz sahibidir. 2 tane kadının ifadesi 1 erkeğin ifadesine denktir çünkü allah kadınları yarım akıllı yaratmıştır. (Bzk: allahın adaleti). Kadının hayılısı islama göre kimdir?

İslamda Kadın’ın yeri

Yahudilik ve islam’da sünnet vardır ama hristiyanlıkta yoktur. Tanrı onlara sünneti var kılmamıştır. Çok enteresan gelmiyor mu size? Tam da ara dinde bir kural ortadan kaldırılıyor sonra tekrar geliyor. Neden onu bilemedim bak pek, tanrı değilim nede olsa. Ki tanrı olsam zaten zararlı olan bir organı en başka çıkartırdım, hatalı mal üretmezdim.

Başka bir eşitsizlik, 2 tane çocuk düşünün biri istanbulda kenar mahallede yetişmiş, yetiştirilmesinden, parasılığından dolayı suça teşfik ediliyor. Diğeri ise ünlü bir işadamınn çocuğu ve babasının parası sayesinde düzgün eğitim alıyor, her hafta golfunu oynuyor falan filan. Tabikide hiç bir suç kaydı yok 2. çocuğumuzun çünkü ihtiyacı yok böyle bir şeye. İki çocuğunda dini görevlerini yaptıklarını düşünelim. Hangisi cennete gider? 2. gibi gözüküyor değil mi? Çünkü, suç işlememiş, sevap işlemiş daha çok belki yardım yapmıştır bir kaç yere. Ufak bir eşitsizlik yok mu sizcede burada? Mesela 1. çocuğun kendi isteği dışında suça yöneltilmesi, daha sonra çevresinden dolayı belkide küfürle, sigarayla tanışması. Aile içi şiddetten dolayı pskolojisinin bozuk olması. Ama ikside suçsuz doğmuştu, başkaları onları suçlu ya da iyi bir insan yaptı. Kendi rızaları değil. 1. çocuğun cehenneme alınması ufak bir haksızlık sanki.

Aynı şekilde Afrika’lı bir çocuğunda açlıktan öldüğünü düşünün, öbür tarafta çok mutlu olacağı söyleniyor. Kim istemez ki şu hayatta belkide 10 yaşına gelmeden aç bir şekilde ölüp diğer tarafta sonsuza kadar sefa içinde yaşamayı. Bu durumda da diğer insanlara haksızlık olmuş öbür taraf açısından.

Afrikalı Çocuk(Dinlere göre şanslı aslında)

Dediğim gibi hep o eşitlik ya da adalet timsali gördüğünüz tanrı aslında eşitsizliğin yaratıcısı.

Yazının başında tanrının var olduğunu kabul etmiştik. Şimdide yok olduğunu kabul edelim. 

Tanrı yok evren big bang gibi bir patlama ile ortaya çıkmış ve yıllar sonra tüm koşullar bir araya gelerek dünya oluşmuş. Tüm koşullar diyorum çünkü gerçekten çok fazla var.  Yer çekiminden, atmosfer basıncına, yaşamamız için gerekli olan enzimlerden, hava koşullarına kadar her şey tastamam. Bu bir tesadüf mü? Tabi ki de evet(tanrı yok demiştik hatırlarsanız). Neden tesadüftür şöyle açıklayayım. milyonlarca gezegen var demiştik ama hiç birinde yaşam bulunamadı şuana kadar diye de eklemiştik. Evet çünkü hiç birinde uygun koşullar tam olarak yok malesef. Bu uygun koşullar o kadar çok ki milyonarca gezegende 1 ihtimal ile ortaya çıkıyor oda bizim gezegenimiz. Aaa ne kadar büyük şans, bizim gezegenimiz olması demeyin başkasıda olabilirdi ama yinede şuanda bu yazıyı yazıyor olurdum ben, bir şey değişmezdi. Neyse anlamayanlar için şu şekilde basitleştireyim. Şuanda bilgisayarınızda 32 tane harf var biri sizden rasgele tuşlara basarak “D” harfini bulmanızı istese 1/32 ihtimaldir bu. Yanına bir de “Ü” harfi isterse 1/32×1/32 olur biliyorum sayı büyüdü ama ihtimal hala var bu şekilde sizden DÜNYA yazmanızı istese bu ihtimal oldukça küçülür ama hiç bir zaman 0 olmaz, yani sabahtan akşama kadar bilgisayar başında tuşlara rasgele tuşlara bassanız elbet DÜNYA yazarsınız. Daha güzel bir örnek için 2 tane link vereceğim.

1. örnek bir teorem. Sonsuz Maymun Teoremi diye adlandırılıyor ve sürekli tuşa basan maymunun  William Shakespeare’in tüm yapıtlarını neredeyse kesin olarak yazabileceğinden bahsediyor

2.örnek ise Person of İnterest diye bir diziden geliyor ve pi sayısının içinde tüm insanların bilgilerinin olduğundan bahsediyor.  Umarım bu iki örnekle kolayca anlarsınız.

Person of Interest- Harold Finch

Dediğim gibi her şey bir tesadüf sadece, zaten bu yüzden ilk milyarlarca yıl bir canlılık belirtisi yok. Çünkü uygun bir gezegen yok ortada. Neyse dünya oluştu ve canlılar oluşmaya başladı. buda aynı şekilde aslında. Milyarlarca yılda bazı moleküllerin bir araya gelmesini bekledik. C atomunun adam gibi bileşikler yapabilmesini bekledik bu seferde. Sizce bu tesadüf olaylarında Tanrı’ya ihtiyaç var mı? Bence yok ve her şey mantık çerçevesinde. Tanrıyı kabul ettiğimiz paragraflardaki gibi ufak tutarsızlıklar yok.

Yorum bırakın